Farenjit, orofarenks olarak adlandırdığımız boğaz bölgesinin iltihabıdır. Bu hastalıktaki en belirgin şikayet; boğaz ağrısı, yutkunma sırasında oluşan bir takılma ve acıma hissi ile bazı hastalarda boğazda yanma şeklinde kendini gösterir.
Erişkinlerde farenjitin en sık sebebi % 30-60 oranında soğuk algınlığı semptomları ile başlayan viral enfeksiyonlardır. Bakteriler de farenjit etyolojisinde rol oynarlar. A grubu beta hemolitik streptokoklar (halk arasında beta mikrobu) da en önemli bakteriyel sebeplerdendir. Sigara kullanımı, acılı gıdaların sık tüketimi, çok soğuk ve çok sıcak gıdalar, tozlu ortamlar, tiner-yağlı boya gibi kokulu ve tahriş edici maddelere maruz kalmak, aşırı ve yüksek sesle konuşma-bağırma gibi faktörler de farenjite sebep olan ve altta yatan faktörlerdir. Burunda kemik eğriliği olan hastalarda farenjit sıklıkla görülebilmektedir. Çünkü bu hastalar burundan rahat nefes alamadıkları için ağızdan nefes almakta bu da boğazda kurumaya ve mikro organizmaların buraya gelerek enfeksiyon oluşturmalarına sebep olmaktadır. Öte yandan, genizden iltihabi akıntısı olan sinüzitli hastalarda da farenjit önemli ve geçmeyen bir sorundur. Bu hastalarda da iltihabi geniz akıntısı mikroorganizmaları barındırmakta ve asidik özelliğiyle de geniz ve boğaz bölgesinde tahrişe ve enfeksiyona yol açmaktadır. Bu durum uzun süreli tedavi edilmeyen olgularda da hastalığın kronikleşmesine sebep olur. Bu sebeple, burunda kemik eğriliği olan hastalar ve geniz akıntısı olan hastalar tedavi için bir kulak burun boğaz hekimine başvurmalıdırlar.
Farenjit, akut veya kronik olarak karşımıza çıkmaktadır. Akut farenjitte hastada boğazda yanma, hafif ateş, halsizlik, iştahsızlık ön plandayken, kronik farenjitte ise ateş yoktur. Boğaz ağrısı ve takılma hissi ön plandadır. Kronik farenjitli hastalarda sigara kullanma, boğazın aşırı öksürük veya konuşma ile tahrişi, ya da soğuk havanın uzun süreli solunması, önemli rol oynamaktadır. Kronik farenjit uzun süreli olarak hastayı rahatsız eder.Tedavi için: akut farenjitli hastalarda antibiyotik kullanılmalıdır, kronik vakalarda ise antiinfilamatuar ilaçlar, lokal gargara ve spreyler kullanılabilir. Boğaza tahrişten kaçınılması ve ağız hijyeninin düzeltilmesi gereklidir. Gıdalar ılık tüketilmeli, özellikle çok soğuk ve çok sıcak gıdalardan kaçınılmalıdır. Sigara içilmemelidir. Burunda kemik eğriliği olan hastalarda ameliyatla bu eğriliğin düzeltilerek hastanın fizyolojik yollardan nefes alması sağlanmalı, sinüzit olgularında da gerek ilaçla, gerekli olgularda da cerrahi olarak endoskopik sinüs cerrahisi ile sinüzit tedavi edilmelidir.